Alevi Kurumlarından ortak açıklama: “Çabamız bu ülkede yaşayan herkesin ve her kurumun eşit şartlara sahip olmasıdır.”

İKRAR – Alevi Bektaşi Federasyonu’nun çağrısı ile Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı, Alevi Kültür Dernekleri ve Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanları İstanbul’da ki şube yöneticileri ile birlikte Çağlayan Adliyesi’nde Alevilerin ibadethanesi olan Cemevlerine devletin hukuki statü kabul etmediği için “Ticarethane” olarak aldığı elektrik ve doğalgaz giderlerinin hazineden tahsis edilmesi ile ilgili Elektrik Dağıtım Şirketleri’ni hakkında suç duyurusunda bulundular. Saat 11’de Pir Sultan Abdal Kültür Derneği’nin İstanbul Anadolu Yakası şubeleri Kartal Anadolu Adliyesi önünde gerçekleştirdiler. Anadolu Adliyesi’nde gerçekleştirilen açıklamanın ardından Alevi kurum yöneticileri ve yurttaşlar Çağlayan Adliyesi’ne geldiler. Çağlayan Adliyesinde gerçekleşen basın açıklamasına ABF Genel Başkanı Pir Hüseyin Güzelgül, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Başkanı Ercan Geçmez, Alevi Kültür Dernekleri Genel Başkanı İsmet Kurt ve Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Gani Kaplan katılım sağladığı suç duyurusuna çok sayıda yurttaş, Siyasi parti ve sivil toplum örgütlerinden temsilciler, İstanbul Barosu’ndan avukatlar ve çok sayıda basın katıldı.

Alevi Bektaşi Federasyonu, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı, Alevi Kültür Dernekleri ve Pir Sultan Abdal Kültür Derneği  tarafından yapılan açıklama;

Biz Aleviler ülkemizde barışın sağlanması, sosyal laik bir hukuk devletinin kurumsal hale gelmesi, eşit yurttaşlık temelinde, tüm inançlara ve ibadethanelere eşit davranılması talebimizi yıllardır her alanda dile getiriyoruz.

Yıllardır devletin dini olamayacağına, inanmayanlar da dahil herkese saygı duyularak, bu ülkenin eşit yurttaşlık haklarına sahip olması gerektiğine dair mücadele veriyoruz. Bu mücadelede, taleplerimizden bazıları, sadece bir inanca hizmet eden, açıklamalarıyla toplumu kutuplaştıran, eğitimden günlük yaşama kadar her alana müdahale eden Diyanet İşleri Başkanlığının kapatılmasıdır.
Bütçesiyle, bu topraklarda yaşayan insanların verdiği vergilerin en çoğunu alan bu kurum, bizim vergilerimizle camilerin tüm giderlerini karşılıyor. Bizler ise ibadethane olmamıza rağmen, ticarethane kapsamında fatura ödüyoruz.
Çabamız; faturamızın ödenmesi ya da Diyanet İşleri Başkanlığının bizi tanıması değil! Çabamız, bu ülkede yaşayan, vergisini veren herkesin ve her kurumun eşit şartlara sahip olmasıdır.
Anayasanın 10. maddesi, devletin tüm inançlar karşısında eşit mesafede olmasını teminat altına almıştır. Hiç bir inanç kendini kanıtlamak zorunda değildir ve o inançtan olmayanlarca tanımlanamaz. Bu anayasal hak nedeniyle gerek biz Alevilerin, gerekse diğer tüm inançların tanımlanmaya değil, inandıkları gibi, eşit yurttaşlık haklarına ihtiyacı vardır. Fakat gelin görün ki, günümüz iktidarı inancımızı çıkarları doğrultusunda tanımlamaktan çekinmemektedir. Bir yandan kendi elleriyle cemevleri açarken, bir yandan ibadethanelerimizin temel giderleri “ticarethane” statüsünde faturalandırmaktadır.

Bizlere yüzyıllardır gösterilmeyen adaleti sağlamak için her alanda mücadele veriyoruz. Kimsenin insafına bırakmadan, kimseden fazla değil, eşit yaşam ve inanç hakkı için mücadele ediyoruz. Ve kendimiz için ne istiyorsak, bu topraklarda yaşayan her inanç, her kültür ve her birey için aynı koşulları istiyoruz. Bunun için de yapılan her haksızlığın karşısında durmaya devam edeceğiz.

HABER MERKEZİ