İkrar-HA1 | 01 Şubat 2022 | Dünya, Gençlik, Genel, Güncel Haberler, Manşet, Politika, Son Dakika A- A+
İKRAR –Farplast’ta 19 Ocak’ta başlayan eylem süreci, bu sabah saatlerinde 108 işçinin gözaltına alınması ile devam etti. Sendikal mücadele veren taşeron işçilerin bağlı bulunduğu 8 şirket ise MHP’li Orçun Peker ismi üzerine kayıtlı çıktı. Kocaeli’nin Dilovası bölgesinde bulunan Farplas Otomotiv fabrikasında 19 Ocak’ta açıklanan zammın yetersiz olduğunu vurgulayarak harekete geçen işçiler, iş durdurma kararı almış ve sendikalarda örgütlenmeye başlamıştı. İşçiler tarafından sağlanan birlik sonrası Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan yetki belgesi de alınmış ancak iş durduran 150 kadar işçi Kod-29 ile işten çıkarılmıştı. Sendikal hakları için mücadele eden işçiler dün gece kendilerini fabrikaya kilitlerken, zam talaplerini ve işten çıkarılan arkadaşlarının geri alınması taleplerini dile getirdi. Sabah saatlerine kadar fabrikada eylemlerine devam eden yaklaşık 108 işçi, polisler tarafından gözaltına alındı.
“Mavi yaka” olarak nitelendirilen yaklaşık bin 300 üretim işçisinin çalıştığı fabrika taşeronlara bölünürken, 8 farklı taşeron şirket fabrika bünyesinde bulunuyor. İşçilerin aynı zamanda 3 farklı iş koluna bölünmesine rağmen sendikaların ortak hareketiyle birlikte neredeyse tüm taşeronlarda çoğunluk yakalandı. Bakanlık tarafından 5 taşerona yetki belgesi verilirken, 2 taşeronda çoğunluğa ulaşılamadı. Kalan bir taşeronda ise çoğunluk sağlanmış olmasına rağmen sendikanın “yetkisi” olmaması nedeniyle bakanlıktan belge alınamadı.
8 ŞİRKET TEK ADRES
Sözü geçen 8 farklı taşeron şirket ise tek bir adreste kayıtlı gözüküyor. Ticaret Sicili Gazetesi’nde yer alan bilgilere göre bu şirketlerin tamamında eski MHP İstanbul İl Yönetim Kurulu üyesi ve Avukat Orçun Peker ortak konumunda ve taşeron şirketlerin adresi ile Peker Hukuk Bürosu aynı adreste bulunuyor.
AVUKAT PINAR DİNÇ DEĞERLENDİRDİ
Tek adrese kayıtlı birden çok taşeron şirketin yer almasına ilşkin değerlendirmelerde bulunan İş Hukukçusu-Avukat Pınar Dinç ise hukuk dışı bir durum olmadığını belirterek, “Adresle ilgili yasal olmayan bir şey yok. Bu şirketler resmiyette var olan şirketler, kayıtları var. Bunların adresleri aynı oluyor. Hepsine aynı insan kaynakları bakıyor, hepsinin patronları aynı” ifadelerini kullandı.
Hukuk dışı bir durum olmasa da sıkça uygulanan bir yöntem olduğunu belirten Dinç, “Bunu neden yapıyorlar. Kıdem süresini bölmek için yapabilirler. 30’dan çok işçi çalışan yerlerde iş güvencesi olur. Bu ne demek. 30’dan çok işçi çalışan bir iş yerindeyseniz ve seni işten atmışlarsa çıktığında işe iade davası açma şansın olur. 30’u aşağı indirmek şirketler arası geçiş yapılabilir. A şirketinde 20, B şirketinde 10 kişi çalıştırılır. Bir sendikal faaliyet söz konusuysa uygulanabilir. İş kolu barajı aşılmıştır, iş yeri barajı aşılmaya çalışıyordur. Bunu bölmek için de yapılır” ifadelerini kullandı.
‘MUVAZAALI İLİŞKİ’
Uygulamaların hukuken olanaklı olmasına rağmen “muvazaalı ilişki” olarak değerlendirildiğini belirten Avukat Dinç, “Yani ne demek bu. Kanunda var olan bir hakkın kullanılmasını engellemek için aslında kağıt üstünde uygun ama gerçekte niyeti başka olan, arka planda başka sebepler olan kanunun dolanması. Gerçek olmayan bir ilişki kurulması gibi düşünebilirsiniz” şeklinde konuştu.
Bu yöntemlerin uygulanmasında uzun süren davaların etkili olduğunu belirten Dinç, işçilerin uzun süren davalar nedeniyle yaşadığı çekinceleri de dile getirdi.
HABER MERKEZİ