İKRAR – AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve ittifak ortağı MHP’li Devlet Bahçeli istiyor diye siyasi tutsak olarak Kandıra 1 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevinde tutulan Aysel Tuğluk’un sağlık durumu her geçen gün daha kötü oluyor. Öyle ki ciddi bir şekilde hafıza kaybı yaşayan Aysel Tuğlık için bir araya gelen 1000 kadın yeni bir çağrı yayınladılar. Yapılan çağrıda “Ölüm değil yaşam istiyoruz. Aysel Tuğluk’un iktidar tarafından bilinçli bir şekilde hafızasızlaştırılmasına karşı sesimizi çıkarıyoruz” denildi.
Yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle cezaevinde kalması mümkün değilken Adli Tıp Kurumu üzerinden siyasi kararlar çıkartılarak tutsaklığı sürdürülmeye çalışan DTP Eski Eş Genel Başkanı Aysel Tuğluk’un avukatlarının tüm itirazlarına rağmen tutsak edilmesi sürdürülüyor. Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı tarafından hazırlanan raporda, Tuğluk’un hastalığından kaynaklı cezaevi koşullarında tutulamayacağı belirtilmesine rağmen İstanbul Adli Tıp Kurumu, Aysel Tuğluk için “Cezaevi şartlarında infazına devam ettilebilir” dedi.
Aysel Tuğluk’a Özgürlük şiarıyla bir araya gelen 1000 kadın adına Adalet Kaya yaptığı açıklama da;
Bugün “Aysel Tuğluk İçin 1000 Kadın” olarak sürdürdüğümüz kampanyaya kadınlar çok güzel ses verdiler. Dünyanın her yerinden kadınların Aysel’in ve hasta tutsakların serbest bırakılması için destek verdi, imzalar 6 bini aşmış durumda. Artık son noktaya doğru ilerliyoruz ve kritik eşiğe gelmeden bu sorunun çözülmesi gerekiyor. En temel hak ve özgürlüklerden biri hasta tutukluların serbest bırakılması. Bunun yerine getirilmesi gerekiyor. İnsan haklarına ve hukukuna uygun bir anlayışa bağlıysa bir devlet bunu yapmak zorunda. Her kim olursa olsun hasta tutsakların haklarından bahsediyoruz. Hasta mahpusların son noktaya gelene kadar tahliye edilmemesi ya da ölümünün izlenmesi bir tür esaret. Sağlığınızla, sizin var oluşunuzla hükümran bir biçimde oynayabileceğinin mesajını veriyor devlet. Bu çok tehlikeli, hem temel hak ve özgürlüklere hem insan haklarına aykırı. İnsan olma koşullarına aykırı. Bu tamamen siyasi bir karar. Cezaevi koşullarında yaşayamayacağına dair bu ülkenin yetkili sağlık kuruluşları tarafından verilmiş raporlar var. Adalet Bakanlığının ve ona bağlı olan ATK’nin bütün bunları görmezden gelinmesini anlamak mümkün değil. Bu politik bir inada dönüşmüş durumda. Otoriterlik anlayışının ve baskıcı bir rejimin son uygulamaları olarak görebiliriz bütün bunları. Şiddetle, baskıyla, sindirmeyle varlığını sürdüren bir hükümet anlayışından söz ediyoruz.
Aysel bizim yol arkadaşımız, kadın mücadelesi içinde bulunan bir kadın yoldaşımız. Onun bu koşullarda cezaevinde bir esir gibi tutuluyor olması bütün kadınların canını yakıyor. Dünyadaki ve Türkiye’deki kadınlara tekrar sesleniyoruz; Aysel’in yanında olmalarını ve bizim çağrımıza destek vermelerini istiyoruz. Bir an önce serbest bırakılması elimizden geleni yapmaya hazırız.
ifadelerini kullandı.
HABER MERKEZİ