İşte bu nedenle TCMB, kötü merkez bankası örneği olarak gösteriliyor.
Bloomberg arşivlerinde yer alan haberlerin taranmasından derlenen bu veri, 2011 sonrası görevde bulundukları her senede iki siyasi liderin faiz indirimi çağırısı içeren demeç sayısını gösteriyor.
Bu demeçleri siyasi baskının yoğunluğuna işaret eden bir gösterge olarak düşünürsek, siyasi baskıların Türkiye’ye özel bir durum olmadığını görebiliriz.
Özellikle de Trump’ın başkanlığının ikinci yarısında Fed’in de ciddi siyasi baskıya maruz kaldığını söyleyebiliriz.
Trump döneminde ciddi siyasi baskıya maruz kalsa da Fed’in oturmuş kurumsal bağımsızlığı bu durumdan etkilenmemiş görülüyor.
Her ne kadar 2019 yılında gelen faiz indirimleri Trump’ın baskıları ile aynı döneme denk gelmiş olsa da, bu indirimlerin Fed’in kendi iradesi ile alınmış kararlar olması ihtimali kanımca çok daha yüksek.
Çünkü eğer bu indirimler ekonomik temellerden uzak ve salt Trump’ı memnun etmek için alınmış kararlar olsaydı o zaman ekonominin ısınıp yaklaşık 12 ay içinde enflasyonist baskıları tetiklemesi gerekirdi.
Oysa 2020 sonundaki manşet PCE enflasyonu sadece 1,2 olup Fed’in yüzde 2’lik hedefinin neredeyse yarısına denkti. PCE enflasyonu, ABD’de hanehalklarının tükettiği mal ve hizmet fiyatlarındaki değişimleri göz önüne alan bir gösterge.
Bu nedenle, eğer Fed eleştirilecekse siyasi baskıya boyun eğdiği için değil, bilakis yeterince faiz indirimine gitmediği için eleştirilebilir belki.
Ama eğer faizleri sıfıra çekseydi o zaman da pandemiye geleneksel politika aracını tüketmiş olarak girecek ve hemen miktarsal genişlemeye gitmek durumunda kalacaktı.
Türkiye’de durum Fed’den çok farklı. Bizde 2011 sonrası dönemde giderek artan siyasi baskıların enflasyon ve merkez bankası kredibilitesi üzerinde ciddi bir bedeli olduğunu görüyoruz.
Bu dönemde artan siyasi baskılar paralelinde enflasyon giderek hedeften uzaklaştı. Buna karşılık enflasyon pahasına büyüme zorlaşırken yeni istihdam yaratılamaz oldu.
Yine eski Fed başkanlarından Ben Bernanke’nin 2010 yılındaki bir konuşmasında dediği gibi, merkez bankası bağımsızlığının olmaması uzun vadede daha çok enflasyon yaratırken bu enflasyon karşılığında üretim ve istihdam yaratılamıyor.