İKRAR – Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) 16. Genel Kurulunda söz alan PSAKD Genel Başkan Adayı Onur Şahin “Pir Sultan Abdal Kültür Derneği çatısı altında, kişileri değil Pir Sultan Abdal örgütünü tartışacağımız örgütü bir adım ileri taşımayı kendimize dert edineceğimiz bir yapılanmanın bize fayda getireceğine inanıyorum” dedi.
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkan Adayı Onur Şahin salonu çoşkuyla selamlayarak konuşmasına başladı.
PSAKD Genel Başkan Adayı Onur Şahin’in konuşmasından satır başlıkları;
“Çok önemli sorunlarımız var, genel kurul toplantılarımızda zamandan kaynaklı çok fazla konuşamıyor ve sorunlarımızı çözemiyoruz. Bunun yerine seçim gündemi olmadan genel kurul belli aralıklarla toplanmalı ve daha çok bir araya gelip daha çok konuşmalıyız.”
“Bugün Anneler günü, öncelikle Madımak Şehit annelerimizin ellerinden öpüyorum. Büyük bedeller ödeyerek bizlere bu yolları açtılar. Cumartesi annelerimizi buradan selamlıyorum. Katledilen devrimcilerin, demokratların annelerini selamlıyoruz. Bedel ödeyen, evladından ayrı kalan tüm annelere sevgi dolu selamlarımı iletiyorum.”
“34 yıllık büyük bir örgütüz. 2010 yılından beridir gençlik komisyonunda başladığım görevlerime şube başkanlığı, genel merkez yöneticiliği gibi görevler üstlendim. Örgütümüz 34 yıldır Alevi halkının sesini ve taleplerini dünya kamuoyun ulaştırmak adına çok büyük işler yaptılar. Deyim yerindeyse Alevi hareketinin lokomotifi olarak ön plana çıktı öncülük yapmaya da devam edeceğiz. Gençlik komisyonumuz var, kadın komisyonumuz var ve hayatın her alanındayız.”
“Bizim her şeyden önce kendi içimizde sorun yaşıyoruz ve bu sorunları ancak kendi içimizde çözebiliriz. Bunun yolu da kurumsallaşmaktan geçmektedir.”
“Aleviler, AKP faşizminden en ağır nasibini alan taraf oldular. Aleviler bin yıldır zulüm görüyorlar ama burada örgütsüzlük yüzünden çok zarar gördü. Bizim şimdi büyük bir gerçeklikle yüzleşmemiz gerekmektedir. AKP’nin dayattığı bir asimilasyon gerçeği var. Bu asimilasyon politikalarına karşı kendimizi korumalı, örgütümüzü güçlendirerek kamuoyumuzu korumalıyız”
“Başarılı bir şekilde örgüt işlendiği zaman gördük ki Alevilerin sorunları, talepleri Türkiye ve Dünya kamuoyunda gündeme gelmeye, tartışılmaya başlandı. Alevi hareketinin başarısı oldu bu ama geldiğimiz noktaya baktığımızda bir tıkanma oluyor. Asıl tartışmamız gereken şey kişiler değil kurumların gücü ve hissiyatlarıdır”
“Asimilasyonu kendi içimizde güçlendirdiğimiz gerçeğiyle yüzleşmeliyiz. Cemevlerine bakıyoruz, siyasal islam’da olmayan muhafazakarlık işlenmiş erkanlarımıza. Alevilikten uzak, hatta Sunni inancında dahi olmayan örf ve adetler cenaze erkanlarımıza işlenmiştir. Kullanılan dilden uygulamalara kadar bir çok konuda asimilasyonu kendi içimizde işler hale getirmiş bulunuyoruz”
“Biz inanç alanında önemli kazanımlar elde ettik, Cemevleri alanında önemli kazanımlar elde ettik. Tanımıyorlar ki tanımasınlar bu bizim için önemli bir detay değil ama cemevlerinden çıkmamız gerekiyor. Artık topluma karışmalı, toplumun içerisindeki yansımamızı görmemiz lazım. Şubelerimizden çıkmalıyız, halkın içinde olarak örgütlenmeliyiz. Örgütlenmenin karşılığı kurumsallaşmadır. Kurumsallaşma olmadan gidişat iyi bir yere değildir. Dayanışma ağları kurarak çoğulcu katılımcı örgütlenme modellerini güçlendirmek zorundayız. Sadece dernek ve cemevi üzerinden değil katılımcı demokratik ilkeleri benimseyerek toplumun arasında girmeliyiz. Örneğin eğitim alanında ne kadar varız? Zorunlu din derslerine karşı çıkıyoruz, ama biz ne yapıyoruz? Onlar sistematik bir şekilde ilerlerken biz sadece tepki gösteriyoruz. Bizim de artık sistematik halde çalışmalı, mücadele etmeyiz. Dört bir yanımızı imam hatiplerle kuşattılar. 4 Yaşındaki çocuklara din dersleri verilecek. O kadar karanlık bir gelecek görünüyor ki bizim artık bir atılım gerçekleştirmemiz gerekiyor”
HABER MERKEZİ