Oranienplazt’da gerçekleştirilen ve moderatörlüğünü 37-38 Soykırım anıt çalışmaları platformu temsilcisi Kemal Karabulut’un gerçekleştirdiği anma etkinliği idam edilenlerin anısına saygı duruşu ve Pir Seydali Çiçek ile Evangelist Kilise temsilcisi Pfarrerin Dörte Gülzow’un gülbenkleriyle başladı. Saygı duruşu ve gülbenk verilmesinin ardından Berlin Dersim Cemaati Başkanı Müslüm Karadaş söz aldı.
“KATLİAM DA ÖLENLERİN SAYISI DEVLETİN VERDİĞİ RAKAMLARDAN DAHA FAZLA”
Seyit Rıza’nın idam günü “Evlad-ı Kerbelayız, ayıptır, zulümdür, cinayettir” sözüne dikkat çeken Karadaş sözlerine şöyle devam etti: “Evet bu bir cinayetti, 80 yaşında olan Seyit Rıza’nın yaşını küçülterek, 16 yaşında olan oğlunun ise yaşını büyüterek idam diğer seyitlerimizle birlikte idam ettiler. Bundan daha büyük bir cinayet olamaz. Tabi durum bu cinayetlerle sınırlı kalmadı. Bu idamlardan sonra yapılan askeri hareketlerle on binlerce sivil katledildi. Devletin resmi arşivleri 13 bin civarında bir rakam veriyor ama katliamın bu sayının 2-3 misli olduğunu biliyoruz. Sevgili canlar bu coğrafyada acı katliamlar hiç eksik olmadı, bugüne kadar sürdü. Alevilere Kürtlere, Müslüman olmayan azınlıklara karşı katliamlar yapıldı. Bu katliamlarının altında yatan anlayış “tek ırk, tek dil, tek vatan, tek bayrak” ideolojisiydi. Bu siyaset altında tüm kesimler inkar edildi. Bu politikalar da günümüzde hala devam etmektedir. Devlet hala farklı inançtan farklı etnik kimliklerden muhalif kesimleri baskı ve şiddetini devam ettirmektedir. Bu politikalara karşı tüm muhalif kimliklerin bir araya gelmesi demokrasi ve eşitlik için bir araya gelmesi gerekiyor.”
“SOYKIRIM ANITI ÇALIŞMALARI DEVAM EDİYOR”
‘1937-38 Dersim soykırım anıtı’ dikme çalışmalarının devam ettiğini hatırlatan Karadaş; “Soykırım anıtı için çalışmalarının son aşamasına gelindiğini ve anıt için yer belirleme sürecine girdik ve öneri üzerine bir karar aldık. BAT-Cemevi 2. Başkanı İsmail Erol Dede’nin önerisiyle anıtı bu etkinliği yaptığımız Oranienplatz’a konulmasını talep edeceğiz. Bu anıt buraya dikilirse tüm Dersimlilerin, katliama uğrayan tüm diğer inanç ve etnik kimliklerin başarısı olacaktır” dedi.
“BİZİ KATLEDENLERİN İSİMLERİNİ HAVALİMANLARINA KÖPRÜLERE VERDİLER”
Olayın “basit bir isyan” gibi gösterilmesinin de bir aldatmaca, kandırmaca olduğunu biliyoruz. Çünkü ortada bir isyan yok ama devletin Türk-İslam sentezi altında tek tipleştirme altında bir bölgenin yok edilmesi ıslah edilmesi politikasının olduğunu görüyoruz. Biz Aleviler bunu ilk kez yaşamadık Osmanlı Yavuz dönemin de yaşadık, ve bunları untumadık, unutmayacağız. Ve bunlar çok büyük bir başarıymış gibi havalimanlarına köprülere bizi bombalayan asıp kesen insanların isimlerini veriyorlar. Evet buraya bir anıt dikmemiz gerekiyor. Bir çok anıt dikmemiz gerekiyor. Pir sultan’ın, Hünkarın, Yunus Emre’nin Seyit Rıza’nın ve bir çok canımızın anısına anıtlarını dikmemiz gerekiyor. Bunları yaşatmamız ve bizden sonraki kuşaklara aktarmamız gerekiyor. Yaşanan bu olayları da genç akademisyenlerimiz çalışmalarıyla ortaya çıkarıp genç kuşaklara aktarmakla mükelleftir. Bizlerde kurumlar olarak elimizden geldiğince bu çalışmaları ve projeleri gerçekleştirmeye çalışacağız”.